29 Kasım 2008 Cumartesi

Anathema Şile'den Arsa Aldı


Dünyaca ünlü Anathema beklenen hamleyi yaptı ve İstanbul'da mülk edindi.

Her sene ülkemize defalarca gelip konserler veren Anathema artık otelde kalmak istemiyor. Grubun İstanbul'daki konser zamanlarında otelde kalmalarından ötürü çok büyük masraflar ödeyen menajerleri artık bu masraftan kurtulmak amacıyla Şile'den kelepir bir yazlık aldıklarını açıkladı.

Aralık ayı içinde Tapu devir işlemlerini halletmek için İstanbul'a gelecek olan grubun solisti Danny Cavanagh kendisini aramamla gerçekleştirdiğim röportajda şunları söyledi;

"Evet aralıkta tapu işlemleri için İstanbul'da olacağım doğru. Hazır tapu işleri için gelmişken arada bir konser de vereyim dedim. Aslında konser sonradan aklıma geldi. Amacım tapu işlemleriydi yani. Ev alma konusuna geri dönersek; hocam bak şimdi. biz 6 kişilik bir gurubuz değil mi? bunun rodisiydi, mına kodumun sülük menajeriydi, cartydı curtuydu derken olduk mu ortalama 12 kişi! geldik mi öyle kötü otelde de kalmak istemeyiz. kişi başı 250 euro'dan hesapla gecelik 3000 dolar eder arkadaş. e afedersin de it gibi de alkol tüketiyoruz biz. onları da ekle. 4000 dolar etti mi sana? e senede biz en az dört konsere geliyoruz, gittisiydi geldisiydi 20.000 dolar de sen ona. biz bu yazlığı aldık 150.000 YTL'ye. 7 senede kendisini amorti eder. hem kendi evimizde kalmış oluruz yav. üstelik torunlarımız için de iyi yatırım. gelecekte çok feci değerlenecekmiş olm oralar. sen de kapat bir arsa oradan".

Bu konuşmanın ardından kendisine "sen ne pis adam olmuşsun lan böyle. bildiğin emekli amcalara dönmüşsün. eve giderken meyve de aldın mı lan? mına kodumun romantik isyankarı seni" dedim ve kapadım telefonu. Bunları Türkçe söylememden ötürü "what, mat" dedi "i said don't forget to eat nut, it makes you hot" dedim, kapadım telefonu yüzüne.

Sonuç olarak Türkiye bir değer daha kazandı topraklarında. Şimdi bu değeri iyi kullanmak bizim elimizde. Anathema'yı türk vatandaşı yapıp, Eurovizyon'da kendilerini çıkartmalıyız sahneye.

7 Kasım 2008 Cuma

Obama Dünyayı Şok Etti!


ABD'nin ilk siyahi başkanı olan Obama ilk verdiği karar ile bütün dünyayı ve özellik ülkesi Amerika Birleşik Devletleri'ni şok etti. ABD artık Müslüman bir ülke!

Yapılan oylamaların ardından sandıktan Barrack'ın çıkması üzerine bütün gözler Obama üzerine yönelmişti. Dünyaya barış getireceğinden dolayı herkes ondan çok umutluydu. O ise olaylara çok farklı bir açıdan bakarak kendi seçmenlerini bile karşısına aldı. Alınan kararı şöyle duyurdu Obama Hazretleri;

"Dünya barışı için yıllardır ne yapılabilir diye düşünüyordum. Açıkçası müslümanlık hiç aklıma gelen bir şey değildi ilk etaplarda. Fakat daha sonrada Kuran'ı da okumamla beraber kafama bazı şeyler dühul eyledi. Şu anda ne yazık ki terörü finanse edenler Müslüman din kardeşlerimiz. Artık onlarla savaş içinde olmak istemiyoruz. Bütün dünya için atılmış çok büyük bir adımdır ABD'nin müslümanlaştırılması. Umarım bu kararımıza halkımız da saygı duyar ve doğru yolu, Yüce Yaradanın kılavuzluğu ile bulurlar.

Çok sancılı bir süreç bizi bekliyor önümüzdeki yıllarda ve bugünleri aşmamız için ne yazık ki biraz katı olmak zorundayız. Şu an için rol-modelimiz İrandır. ABD'de artık sakalı çıkan her erkek bir tutam sakal bırakmak zorundadır, 14 yaşını geçtiği halde çıkmayanlar ise takma sakal bırakacaklar. İmam nikahı geçerli tek nikah konumundadır artık. Hamdülillah Beyaz Cami'ye de zamanında kubbe yapmışlar. Şimdi yanına 8 adet minare dikiceğiz. Amerika artık beyaz bir sahife açmıştır tarihinde. Bundan böyle müslüman olan ülkemizde huzurun bulunacağını düşünüyorum.

Ayrıca müslüman olmak zorunludur, olmayanların çükleri kökünden hadım edilecektir. Kadınlara ise idam cezası getirdik.

Hak yolu sizinle olsun, rehberiniz Kur-an, yol göstericiniz Hz. Muhammed olsun.

veleddalin amin!"

Yapılan bu konuşmanın ardından ABD'nin en büyük şakşakçısı olan İngiltere'nin de müslümanlığı getirmesi beklenmekte. İran'ın alacağı tavır ise henüz bilinmiyor.

29 Ekim 2008 Çarşamba

Siyasette İnanılmaz Transfer


Bu akşam Çankaya'da verilen Cumhuriyet Balosu'nun ardından Türk Siyaset Tarihinin en ilginç transferi gerçekleşti. DTP genel başkanı Ahmet Türk kendisini MHP'ye bağlayan mukaveleye imzasını attı.

Transfer imzası sonrasında MHP Genel Merkezinde bir basın toplantısı gerçekleştiren Türk; "soyadımı doya doya yaşayacağım yeni partime geldiğim için çok mutluyum. DTP'de artık barınmam mümkün değildi. Tavırlarını iyice sertleştirdiler ve soyadıma bile tahammülleri kalmamıştı. Bu konuda olan rahatsızlığımı dost meclislerinde dile getirmeye başlamıştım. Bir şekilde MHP'li arkadaşların kulağına gitmiş ve benimle temasa geçtiler. Yaklaşık 2 aydır sürekli bir fikir teatisinde bulunuyorduk. En sonunda hayatım geri kalan bölümünde ne kadar büyük yanlışlar yapıtğımı bana gösterdiler. Kendilerine çok teşekkür ederim. Bundan sonra Türk Milletine hizmet etmek için elimden geleni ardıma koymayacağım. Ayrıca beni Gençlik Kolları Başkanı yapan Genel Başkanımız Sayın Bahçeli'ye de huzurlarınızda teşekküt etmek istiyorum. Sağolsun yarın arkadaşlarla beraber bir takım uzun saçlı sakallı adamlar ve küpeli gençlere uyarı çekmeye gideceğiz. Hayatım boyunca yapmak istemiştim bunu." şeklinde konuşan Türk'ün yeni imajı da dikkatlerden kaçmadı. Bıyığının yanı sıra ayağına giydiği beyaz çorap kulislerde espri konusu oldu.

Basın toplantısının sonunda MHP bayrağını öpen Ahmet Türk "Allah'ım sen soktun sen çıkar yareppim" diye kendi kendine söylenerek salonu terk etti.

27 Ekim 2008 Pazartesi

Bu Mahkemelere Erişim Engellenmiştir



Bugünlerde uygulanan sansürler yüzünden birçok insan lanet ediyor ülkesine. Özellikle tatil günlerinin arifesinde, son anlarda verilen erişim engelleme kararları yüzünden bütün tatil günleri boyunca insanlar istedikleri sitelere girememekteler. Fakat güzel gelişmelerde yalanıyor ülkemizde. Aslında güzel midir kötü müdür bilemiyorum. Kararını siz verebilirsiniz.
Samsun Çarşamba’da ikamet eden Cevahir Şenocak isimli bir vatandaşımız bu internet yasaklamalarının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdu ve vatandaşını aptal yerine koyan Türkiye Mahkemeleri’ne erişimi yasaklama talebinde bulundu.

“Devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. Web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. Kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. Bu güçleri ve imkanları mevcuttur. Bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. Bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. Halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. Ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. Bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. Devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.”(*) şeklinde konuşan Şenocak açtığı davanın şu an için AİHM tarafından olumlu karşılandığını da belirtti.

Eğer Şenocak açtığı davayı kazanırsa dünya tarihinde bir ilk gerçekleşecek ve bir ülkenin mahkemesinin aldığı kararlar artık halkı tarafından YASAL OLARAK iplenmeyecek. Kaldı ki ülkenin aklıselim sahibi kişileri tarafından zaten şu anki hukuk sisteminin güvenilecek bir yanı kalmadığı da her fırsatta dile getirilmekte.

(*)kutsal bilgi kaynağı

23 Ekim 2008 Perşembe

Yerçekimsiz Bir Dünya


Cern'den gelen açıklamaya göre; Dünya artık yerçekimsiz bir gezegen olacak. Daha da kötüsü patlama ihtimali bile var.


Cern'ün Atlas Deneyi'nin dünyayı yok edeceğine inanılırken çok daha farklı bir faciayla karşı karşıya kalmış bulunmaktayız. Deneyi yöneten profesör grubunun başında bulunan Prof. Dr. Edward Oliseh mevcut durumu bu sabaha karşı haber ajanslarına gönderdi.

Rapor genel hatlarıyla şu bilgileri içermekte;
"Bilindiği üzere gelen bir çok tepkiye rağmen 10 eylül 2008 günü Atlas Deneyinin startını verip `Büyük Hadron Çarpıştırıcısı`nı(BHÇ) çalıştırdık. Bir hafta boyuncu çarpıştırıcı içerisinde sorunsuz bir şekilde hızlanan hadronlar deneyin sonuca ulaşacığına yönelik umutlarımızı arttırmıştı. Fakat 18 eylül günü meydana gelen elektrik kesintisi ve jeneratörlerimizin manyetik dalgalardan etkilenmesi sonucu deneyi durdurduk.

İşte bu esnada protonların birden durması sonucu genleşen BHÇ çeperleri baskıya daha fazla dayanamayıp 2 noktadan çok ufak çatlamalara maruz kaldı. Bu çatlamaların açtığı nanometrelik deliklerden dışarı sızan protonlar yer çekiminin kaynağı olan Dünya'nın çekirdeğine doğru çok hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı. Çekirdeğe kadar bir şekilde tepkisiz duruma düşeceğini düşündüğümüz protonlar BHÇ içinde kazandıkları yeni form yüzünden aksine daha da güçlendiler ve çok daha hızlı bir şekilde çekirdeğe ulaştılar.

Deniz seviyesinin oldukça altında kalan deney merkezimizde son günlerde gözlemlediğimiz değişik fiziksel reaksiyonlar gözlememiz ile çeşitli deneylere başladık. Bu gözlemlediğimiz reaksiyonlar; personelimizde görülen aşırı mide bulantısı, baş dönmeleri, nefes yetmezliği ve en önemlisi ben de dahil hepimizin kendimizi çok hafif hissetmemizdi. Bu bulgular üzerine merkez laboratuvarımızda bulunan nanomanyetik partikül mikronu ölçerimiz ile çeşitli hesaplamalarda bulunduk. Protonların dünyanın çekirdeğinde çeşitli reaksiyonlara girdiğini ve bu reaksiyon sonucunda çekirdeki enerjiyi yavaş yavaş emmeye başladığını gördük. Bu enerji emilimini bir an önce durduramazsak artık yer çekimsiz bir dünya'da yaşamaya başlayacağız.

Bilindiği üzere Dünya'nın oluşumunu bulmak için başladığımız bir deneydi Atlas Deneyi. Fakat artık tamamiyle farklı bir boyuta atlamış durumda. Artık bu laboratuvarı Dünya'nın sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere ulaşabilmesi için kullanacağız. Çünkü tehlike sadece yer çekimsizliğini değil bu aşırı enerjiyle yüklenen protonların patlama ihtimalini de barındırmaktadır. Bu tehlikelerin önleneciğine inancımız tamdır."

Genel hatlarıyla bu şekilde olan açıklamanın ardından çok daha değişik haberler de gelmeye başladı. Atlas Deneyinin yapıldığı merkezde bir çok insanın Müslüman olduğu ve 5 vakit namaz kılmaya başladığı da öğrenildi. Sebebi şu an için bir muamma olsa da işlerin hiç iyiye gitmediğini bizlere gösteren bir bulgu olduğu da gerçek.

22 Ekim 2008 Çarşamba

Aziz Yıldırım Galatasaray'da!!!

Spor dünyasını şok eden bu haber bu akşam saatlerinde bir araya gelen Adnan Polat ve Aziz Yıldırım ikilisinin ağızlarından deklare edildi. Böylece ilk kez bir yönetici transfer edilmiş oldu.

"Yıllardır ekonomik anlamda fiyasko yaşayan Galatasaray yönetimi için daha iyi bir isim düşünülemezdi. Hazır hafifden de bir ivlenme yaşayan finansal departmanın başına Sayın Yıldırım'ı getirme fikri dün gece aklıma geldi ve Arsenal maçından sonra kendisini aradım. Fikirlerimi açıkladım ve hoşuna gittiğini, yarın konuşabileceğimizi söyledi" şeklinde konuşan Adnan Polat; "bugün de ufak detayları da hallettik ve anlaştık. Anlaşmanın en önemli maddesi olarak da sportif konulara müdahele hakkının olmaması. Anlaşmanın feshedilme sebebidir bu durum" şeklinde devam etti.

Aziz Yıldırım ise çok büyük bir camiaya geldiğini belirterek "ben zaten çocukluğumdan beri Galatasaraylıydım. Gençlik yıllarımda yönetime alınmamam sonucunda Fenerbahce yönetimine girdim. Fenerbahce karyerimde başarıyı yakalayınca da Galatasaray'a gelmem zor olmadı." dedi.

Yalan mı?



Şu an için domain adını unuttuğum Alayı Yalan başlıklı blogum hizmete girmiştir. Belki de yalandır. Girmemiştir belki de.